Numarine, faaliyete başladığı 2002 yılından bu yana imzasını attığı yatlarla dünyanın önde gelen markaları arasına girmeyi başardı. Firmanın giderek artan satış grafiğinde, üç yıl önce explorer tarzı tekne pazarına girmesi de önemli pay sahibi oldu. Numarine’in sahibi Ömer Malaz ile firmanın gelişimini ve hedeflerini konuştuk.
Ülke olarak dünyanın önde gelen yat üreticileri arasında yer alan Türkiye’nin bu başarıyı elde etmesinde birçok Türk firması önemli bir role sahip. O firmalardan biri de Numarine. 2002 yılından bu yana ürettiği yatlarla dünyanın dört bir köşesinde boy gösteren markanın kurucusu Ömer Malaz, elde ettikleri başarının sırrını Yat Haber’e anlattı.
Sizi ve Numarine’i kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Ömer Malaz, bildiğiniz gibi sanayici bir aileden gelmekteyim. Sahibi olduğumuz Malazlar Kibrit fabrikasında büyüdüm diyebilirim, sanayicilik DNA’da var demek çok abartılı olmaz sanıyorum. Dünyanın durumu ve gelişen olaylar sonrası kibrit fabrikamızdan ayrılıp kendi işimi yapmaya karar verdim. Başarılı bir girişimim ardından çocukluk tutkum olan deniz ve yatçılık sektörüne girmeye karar verdim ve 2002 yılında Numarine’i kurdum. 18. yılımızı kutluyoruz, 141 adet tekne ürettik ve teslim ettik, 13 ülkede temsilciliklerimiz var, dünyanın 7 denizinde teknelerimiz yüzüyor. Amacımız dünyada ilk 5 marka içine girmek.
Yıllık imalat kapasiteniz nedir?
Fabrikamız ilk kurulduğunda 52- 55 feet tekne üretmek üzerine planlanmıştı, o zamanlar aynı anda 20-25 adet 55 feet tekne üretmeyi planlıyorduk, daha sonra devreye 102Rph ve 78 modellerimiz girdi ve ortalama boyumuzu biraz yükseldi. 3 yıl önce almış olduğumuz çok doğru bir kararla explorer tarzı tekne pazarına giriş yaptık, bu sayede çok yükselen bir satış grafiği yakaladık. Şu an için aynı anda 10-12 tekne üretebiliyoruz ama altını çizmek istediğim çok önemli bir nokta var, ortalama boyumuz 18 metreden 28 metreye yükseldi!
32XP ve 26XP modelleriniz alıcılar tarafından çok ilgi gördü, biraz bu modellerden bahsedebilir miyiz?
Az önce belirtmiş olduğum gibi oldukça cesur bir karardı, 30 knot surat yapan tekneleri üreten bir fabrika, bir anda 13-15 knot surat üreten teknelere geçiş yaptı. Bu, tamamıyla farklı mühendislik ve teknik bilgi demek. Ama sanıyorum işimizi çok iyi yaptık ki 3 yıl içerisinde 12 adet 26XP, 4 adet 32XP ve yeni modelimiz 37XP’yi sattık. Bu arada XP serimizin yeni bir başlangıç modeli var: 22XP. İlk teknemizi de satmış bulunuyoruz.
Satış ağınız hakkında bilgi verir misiniz? Örneğin hangi ülkelerde temsilcilikleriniz bulunuyor? En çok hangi ülkelerden ilgi görüyorsunuz?
Amerika, Avrupa ve Türkiye şu an için en ilgi gördüğümüz ülkeler. Doğruyu söylemek gerekirse bizim üretimimizin yüzde 75’i yurtdışı, yüzde 25’i Türkiye satışı şeklinde devam ediyordu. İlk defa 2020 senesi satışımız yüzde 90 Türkiye şeklinde gerçekleşti. Amerika’dan Hong Kong’a, Fransa’dan Avustralya’ya kadar 13 temsilciliğimiz var.
Önümüzdeki süreç için planladığınız yeni modelleriniz var mı?
22XP ve 37XP modellerimizin üretimine başladık, 2021 yılında onları tüm dünyaya tanıtmayı planlamaktayız.
Türk yat sektörünün dünyadaki yeri hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce sektörün eksikleri ve avantajları neler?
Eksiğimiz yok artımız var. Bildiğiniz gibi her yıl değişiyor ama “Superyat” üretiminde dünyada ilk 3-4 içerisinde bulunuyoruz. Biz emin adımlarla ilerliyoruz, bugün Türkiye denince insanların aklına hemen Turquise gibi, Numarine gibi markalar geliyor. En büyük avantajımız, her zaman daha fazla çalışmayı ve kendini geliştirmeyi seven bir toplum olmamız.
Numarine olarak uluslararası ödüller aldınız. Bir Türk yat üreticisi olarak en iyiler arasına girmenin koşulları neler? Sizi bu noktaya taşıyan nasıl bir bakış açısı oldu?
Çok çalıştık. Hiçbir zaman “Tamam, biz olduk” demedik. Hep öğrenmeye çalıştık. Başkalarının yaptıklarından kopya çekmeyi düşünmedik. Onlardan öğrenerek kendimizi daha ileri taşımayı hedefledik. Kendi hedeflerimizi koyduk, sektörde Turquality programına ilk giren firmayız. Genç, çalışkan bir yönetim kadromuz var. Danışmalarla çalışmaktan kaçınmıyoruz. Kısacası çok çalışıyoruz.
Pandemi süreci yat inşa sektörünü nasıl etkiledi?
Bence pozitif etkiledi. İnsanlar teknelerinde daha izole ve güzel zaman geçirebileceklerini anladılar. Biz de bu yüzden “İzolasyon Budur” kampanyamızı başlattık. Bu kampanya oldukça ilgi gördü. Benim izlenimlerim ve duyumlarım, bir sürelik durgunluk sonrası oldukça hareketli bir pandemi yaşadığımız yönünde.
Bu sürecin sektörün geleceği açısından verdiği ipuçları nelerdir?
Son dönemde yaşananların verdiği ipuçları dışında farklı bir mesaj vermedi. Daha çevreci, daha sessiz, daha büyük kullanım alanları veren modeller tercih edilecek. Dünya artık değişiyor, eskiden 1500 beygirin altında motor istemeyen müşterilerimiz artık 800 beygir motorları bile büyük buluyorlar. Tekne sahipleri artık uykularında yol alabilecekleri, güvenli, uzun menzilli “dünyayı küçülten” tekneler istiyorlar.
Numarine olarak gelecek planlarınız ve hedefleriniz neler?
Hedefimiz ilk kurulduğumuz günden bugüne kadar değişmedi: Türkiye’den, tamamen Türk işçiliğiyle üretilen bir dünya markası yaratmak. Markamız artık biliniyor, şimdi hedefimiz ilk 5 içerisinde olabilmek.